Line Webtoon Translate Beta

Remember that I told you I had two secrets? → Sana iki sırrım olduğunu söylemiştim, hatırlıyor musun?

But I was very hurt and couldn’t tell you the real reason.→ Ama çok kırılmıştım ve gerçek nedeni söyleyemedim.

Sorry, I said that I didn’t want to break my word, when in reality I couldn’t bear the thought of never seeing you again. → Sözümden dönmek istemediğimi söyledim ama aslında seni bir daha hiç görememe düşüncesine dayanamadığım içindi.

If I condemned you to be bound to me by obligation, I’d never forgive myself!→ Seni bana bağlayan tek şeyin bir zorunluluk olması düşüncesiyle yaşamak istemedim.

I left because I couldn’t accept you’d sacrifice yourself just to be honorable! → Gittim çünkü sadece onurlu olmak uğruna kendini feda etmene dayanamazdım.

Because an aspiring writer with no money would just be a burden.→ Çünkü parasız bir yazar adayı sadece bir yük olurdu.

I thought you left because you never really cared much, and since you were going to get your reward, I was superfluous. → Gittiğini sanıyordum çünkü aslında hiç umursamamıştın ve artık ödülünü alacağın için ben gereksizdim.

I’m not that selfless, I’m afraid. And I actually trust you, I just can’t help it. → O kadar özverili değilim ne yazık ki. Ve sana güveniyorum, kendimi alamıyorum.

Do you think I was doing the right thing when I asked you not to leave? → Beni bırakmamamı istediğinde doğru olanı mı yapıyordun sanıyorsun?

And I will not accept your proposal, I can’t.→ Ve ben evlenme teklifini kabul edemem, edemem.

You wouldn’t break your given word. → Sözünden dönmedin.

Because, although I lied to you, and you didn’t trust me, you didn’t step back. → Çünkü sana yalan söyledim ve bana güvenmedin ama sen yine de geri adım atmadın.

Why did you do it?→ Neden yaptın bunu?

But not as much as when you decided to leave. → Ama asıl beni yıkan, gitmeye karar vermendi.

And then your lies came out and that destroyed me. → Sonra yalanların ortaya çıktı ve bu beni mahvetti.

Until I realized that I didn’t care about any of that and I was the luckiest man to have found such a treasure.→ Ta ki artık bunların önemli olmadığını ve senin gibi bir hazineyi bulduğum için dünyanın en şanslı adamı olduğumu fark edene kadar.

And I believed our age difference was a problem. → Ve yaş farkımızın bir sorun olduğunu düşündüm.

Of course not! I’ve always felt small compared to your—fictional—husband. → Elbette hayır. Hep kendimi senin kurmaca eşinin yanında küçük hissettim.

You could have that life with anyone! → Bu hayatı başka biriyle de yaşayabilirdiniz.

Would I be unhappy being a writer and having a wife who loves my work and is part of it?→ Yazar olup, eserimi seven bir eşe sahip olsam mutsuz olur muydum?